16 Ekim 2008 Perşembe

dest-i kabus

Belki de böyle bir habere burada yer vermemeliyim, diye düşünüyor da olsam kendimi durduramadım. Bir süre evvel kişisel blogumda ya da bir başka blogda bir yorum olarak TV'deki evlilik programları hakkındaki görüşümü haykırarak beyan etmiştim.

Bir zamanların cadı kaynanası olarak ve kanımca şu andaki evlilik programlarından daha rezil olan kendine çiftleşecek bir eş bulamayanların üreme beyanını alenen gerçekleştiren programlardan birinde tanıdığımız, tabularıyla bir kesimin hayranlığını kazanıp bir kesimde üzerine kusma isteği uyandıran Semra Hanım; zekasına, Türk annesi duruşuna sahip oluşuna, alnının açıklığına, iffetine, gözü pekliğine güvenen Semra Hanım... Boşandığı kocasıyla, benim de kızım var acaba dilimi tutsam mı diye düşünmeden milletin namusuna dil uzatan o Semra Hanım... Oğlunu bir medya maymunu haline gelmeside rol oynayıp onu gencecik yaşında ve hiç kimseye yakışmayacak bir ölümle kaybeden Semra Hanım...

Medyanın yüzüne yeni bir maske takmasına müsaade etmiş zât-ı âlîleri. Flash TV'de haftaiçi her gün 15:30'da önceden akordu yapılmış ses tonu ve yüzüne yerleştirilmiş tebessümüyle milletin çiftleşmesine öncülük ediyor.

Sıradan bir Türk kadınının hiçliğiyle bir anda popüler olarak medyayı yıllarca oyalamasını -ki medyanın benim literatürümdeki tek anlamı da bundan ibarettir, tüm ailesiyle milyonların önünde insanda gurur bırakmayacak olaylar yaşamasını, her şeyin ötesinde gencecik evladını bulaştığı bu pis ortamın içinde kaybettikten sonra bu rollerle oynamaya devam edişi aklım almıyor, alamıyor.

Susmadım, susamadım.

1 yorum:

Aydedeye havlayan dedi ki...

yuh hala var mı bu kadın programlarda?!