31 Ağustos 2008 Pazar

Ruche



Shop Ruche website
Shop Ruche blog

Arkadaşım Şeytan

Fatih (Mazhar Alanson) geçimini grubuyla (burada MFÖ olmayan MFÖ oluyor) beraber barlarda sahne alarak ve reklam/film seslendirmeleri yaparak sağlayan ve bundan tatmin olmayan, hırslı bir müzisyendir. Yaptığı işler çevresindeki insanlardan yeteri kadar beğeni görmeyince onlardan biraz uzaklaşmış ve yakın bir dost olarak kendisine bir gelinlikçi dükkanındaki vitrin mankenini seçmiştir.

Bu dertleşmelerden birinde istediklerine sahip olabilmek için gerekirse ruhunu Şeytan'a satabileceğinden söz eder Fatih ve akabinde film başlar.

Şeytan'ımız gerçek hayatta şeytana pabunu ters giydirebileceğine inandığım Ali Poyrazoğlu, yönetmenimiz Atıf Yılmaz, yıl 1988. Günümüz insanının Şeytan'ı nasıl da solladığının hikayesi.

Severek defalarca izleyebileceğim bir film. Denemediyseniz ayıptır, deneyin ;)



30 Ağustos 2008 Cumartesi

Jeux D'enfants !

Herkes aşık olmayı sever hep aşık olmayı bekler... Kızlar beyaz atlı prensini, erkekler ise uyuyan güzelini bulmaya çalışır. Masalları hayatımızın gerçeği gibi algılayıp öyle imiş gibi davranır ve hep o "imkansız"a ulaşmaya çalışırız. Jeux D'enfants da masalsı bir kutu oyunuyla başlayıp, tutkunun ve şehvetin insanları nasıl etkisi altında bırakabilceğini ve bunun tüm hayatımızı nasıl etkileyebileceğini gösteriyor. Para belki de herşeye sahip olmamıza yardım ediyor gibi gözükse de aşkı malesef paranın yettiği yerlerde bulamıyoruz (hoş bulanlar var, o yüzden söz meclisten dışarı). Tutkunun her şeyin ötesine geçtiği sevimli bu hikayenin bayan baş karakterinin adı da buradaki ismim: Sophie. Bu kadar buraya yazmışken onu da tanıtmamak saygısızlık olurdu. Sophie Polonyalı, uzun kahverengi saçlara sahip özgür ruhlu bir kadın. Kafasına eseni yapan, yeri geldi mi utangaç olan, inanılmaz derecede inatçı olan (bana benzediği burdan belli), tuttuğunu da koparan bir karakter bu Sophie. Filmde küçüklüğünden yaşlılığına dek Sophie'yi gözlemleyebiliyoruz tabi ki, Julien ile birlikte. Julien de filmin erkek baş oyuncusu. Sophie'nin sevdiceği. Julien de Sophie'ye benzer karaktere sahip ama tek bir fark var bunu da filmden bir kaç replikle kısaca özetlemek istiyorum :


Sophie: Büyüyünce ne olucaksın?

Julien: Diktatör!

Sophie: Diktatör mü? Gerçekten mi?

Julien: Kesinlikle.. kölelerimde olucak.. Her perşembe işkence yapacağım. Sen?

Sophie: Ben söyleyemem, saçma bulursun!

Julien: Hayır, söyle..

Sophie: Hoşuna gitmez..

Julien: Ben sana dedim ama.. Söyle!

Sophie: Turta olucam.. "Kayısılı turta". :)



****Filmin ana nesnesi o meşhur kutu.


****İlk kutu anlaşmaları sırasındaki ilk öpücükleri

****Gençliklerindeki bir var mısın yok musunun sonu :) Sophie sütyenini üstüne geçirerek sınavı girmeyi kabul etmiştir :)


****Yetişkinlik dönemleri buluşma az sonra öpüşecekler sahnesi :)

29 Ağustos 2008 Cuma

Onsuz Olmaz!

Yaz-kış demeden vazgeçemediğim en önemli aksesuar güneş gözlüklerim. Artık aldığım gözlükleri annemden nasıl saklasam, ne yapsam da ortaya çıkarsam şaşırmış bir haldeyim. Pek tabii ki güneş gözlüklerinin yeniden bu denli rağbet görüyor olmasının altında vintage kokusu var.

Bu defa kesenin ağzını biraz daha açmak gerekiyor ama. Göz konusu şakaya gelmeyecek kadar hassasken kullandığınız camın kalitesine özen göstermemek imkansız. Hal böyle olunca, bir de özel tasarım çerçeveler işin içine karışınca takacağınız bir gözlük için ortaya bir servet dökmeniz gerekiyor.

Her şeyin bir çözümü var ama değil mi? Artık Accesorize gibi markalara ait güneş gözlüklerinin camları pazar malı gözlüklerin camları gibi kör edici değil. Yoğun güneş ışığına karşı kullanmadığınız takdirde gözünüze pek de kötü davranmıyorlar ve fiyatları oldukça uygun.

Accesorize, Zara, Topshop, Mango, River Island gibi markaların çerçevelerini alıp onların gözlük camlarıyla oynamaya ne dersiniz peki? Ray-Ban cam taktırsanız bile herhangi bir Ray-Ban fiyatından çok daha uygun bir fiyata mal olacaktır size ;)


Bunları araya sıkıştırdım ama yönleneceğiniz site kaliteli ve şık gözlüklerin bir arada olduğu bir gözlük cenneti!

28 Ağustos 2008 Perşembe

help me! gıcır gıcır ayakkabılarımı satıyorum!

İçim kan ağlıyor da olsa gıcır gıcır ayakkabılarımdan birini büyük geldiği,diğerini de bel fıtığımın baş edemeyeceği bir ergonomiye sahip olduğu için içim kan ağlayarak elden çıkarıyorum.

Lütfen bana yardım edin!
http://www.gittigidiyor.com/main/urun.php?id=11830569
http://www.gittigidiyor.com/main/urun.php?id=11830472


T-shirt Tasarım Çılgınlığı

Tasarımlara ve David Bowie'ye yeniden dönüş yaparsak, Bant dergisinden illustrasyonlarını bildiğimiz Okan Arabacıoğlu da kendine bi' site edinmiş ve tasarımladığı t-shirtlerini satışa sunmuş. İşte örnekleri:


****Dawid Bowie's Men's Tee adlı tasarım.

****Nerd Series: Spiderman and İronman are Friends - Men's Tee


**** Sweaty Water Bottle Women's Tee

T-shirt'ler sade ve güzeller ama 22$'a değer mi tartışılır :)

27 Ağustos 2008 Çarşamba

Polonya'dan Film Afişleri

İyiden iyiye film afişi manyağı gibi görünmeyi göze alarak bir grup afiş daha asacağım sanal duvarlarımıza (aslında obsesyonum salt filmlerle alakalı). Polonyalı'lar hangi akla hizmetse stüdyoların hazırlattığı afişlere kendi dillerinde yazıları eklemekle yetinmek yerine sıfırdan afiş hazırlatıyorlar...mış. Bazıları filmlerin önemli imgelerine muzipçe dokunduruyor, tarz zenginliğine gelince Polonya'da sokaklarda cirit atan isimsiz Dave Mc Kean klonları olduğunu düşünmeden edemedim.


APOCALYPSE NOW!


ROSEMARY'S BABY


GANDHI


RETURN OF THE PINK PANTHER


WEEKEND AT BERNIE'S


EYES WIDE SHUT


FANNY & ALEXANDER


ALIEN


FATAL ATTRACTION


http://wellmedicated.com/inspiration/50-incredible-film-posters-from-poland/

26 Ağustos 2008 Salı

Day19 Polaroid Portrait Project

"Day19’s Portrait Project is an epic and ever-growing collection of 4x5 Polaroids capturing young faces in an old-fashioned way.


The subjects, a cross-section of artists, writers, performers and activists, were photographed using a large format camera, which requires the subjects freeze their expressions for around 20 seconds per image. In the era of digital point-and-shoots and phone cameras, the Portrait Project takes a comparatively slow, almost lumbering approach, one that forces the subject to re-engage. There is no hair or makeup, and no special lighting, and the result is a collection of raw, unpretentious portraits reminiscent of Depression-era Farm Security Administration photography. "








http://www.day19.com/v6/polaroidproject/index.html

İlk resimden itibaren bir şeyler çekici geldi. Önce bir teknolojiyi mükemmelleştirene kadar çaba harcayıp, sonra bandı geri saracak yöntemler geliştirmeye başlamamız ironik geliyor bana. Görüntü işleme programları görüntü bozmaya, eski film görüntüsü vermeye yarayan filtrelerden geçilmiyor. Üzerine etraflıca düşünmem lazım, doğalı yakalamak, aşırı simetriyi bozmak vs. tamam da sanki başka alanlardaki eğilimlerle de birleşip bütünsel bir fenomene işaret ediyor, bilemiyorum :).

Keşif

Belki biliyorsunuzdur, veya bir yerlerden görmüşsünüzdür ama yine de paylaşma isteği duyuyorum çünkü çok eğlenceli ! Türlü türlü kılıklara girip, olmayanı var ederek bu sitede herkes olabiliyorsunuz. İşte örnekleri:







Dünya güzeli olabilir,



Japon güzeli de olabilirsiniz.


Ve hatta Rolling Stone'un kapağında yer bile alablirsiniz (yvainethefallen'a sürprizimdir :) )


Portishead - Third

Bu haber tam bir tersköşe oldu benim için. Pek tatmin olmadığım solo Gibbons albümlerinden sonra, hele ki 11 yıldan sonra ilk an bir tür best of veya konser albümü olması gerektiğini düşündüm. Ufaktan incelemeleri gözden geçirince çoğu uzun aradan sonra albüm çıkaran grup gibi -eskisinden farklı- diye tanımlanıvermiş. Albümü edinesiye kadar hala ilgi alanıma gireceklerine işaret eden klibi paylaşalım.

Pandora'nın Kutusu

Deviantart'taki galerisini birkaç senedir takip ettiğim Natalie Shau'nun görsellerini hazırlaması dolayısıyla keşfettim Lydia Courteille'i ve birbirinden muhteşem takılarını.
Shau'nun görsellerinden bile ağır, gösterişli ve birbirinden gotik olan bu tasarımlar benim aklımı aldı. Hani daha evvel pek çok yerde dedim, bir kere de burada söyleyeyim. Bilenler bilir belki altındı, pırlantaydı sevmem (elmas demedim dikkat çekerim). Hani olur da günün birinde evlenmeye kalkarsam şayet, teklifi yapacak adam da kaynana falan da bunlardan taksın bana. Marjinalliğimizi koruyalım. Şanımıza yakışan olsun.


Ama demeden geçemeyeceğim. O harikulade tasarımların sahibinin bu küpeleri takmasını yakıştıramadım 8/

Sürpriz


Tasarımlardan söz etmişken, tesadüfen keşfettiğim bir internet sitesinden bahsetmek istiyorum: http://www.kutukutupense.net/. Bir gazetenin pazar ekini okurken fark ettim buranın varlığını. Kişiye özel el yapımı kuklalar yapıyor Deniz Kundak. Oldukça emek isteyen bir iş olduğu gibi, kısa sürede -20 gün gibi- tamamlayabiliyor. Sipariş üzerine çalışıyor. Yaptıklarını görünce ben de hemen sahip olmak istedim bir mail attım, fakat bütçemi düşündüğümden oldukça fazla aştığı için ne yazıkki sahip olmak sadece hayalimde kaldı :) ama oldukça güzel bir hediye olabilir bu kuklalar hayatımızdaki özel kişiler için. (Fotoğraftaki kukla gördüğünüz gibi Fedon'a ait bir kukla)

Pink Cake Box



Bir ara günbegün muhakkak Pink Cake Box'ın web sayfasını kontrol edip günün pastalarını inceliyordum. Hatta itiraf etmeliyim ki bu işlemi annemin yanında yapıp beraberce hayran kalıyorduk sanat eserine benzeyen pastalara... Bilgisayara format atıp FireFox'a delicious eklentisini kurmayı unutunca bu sabaha dek birkaç ay boyunca ziyaret etmedim siteyi. Afedersiniz iyi halt etmişim!




Pastalar çoğunlukla şerefine yapıldıkları kişinin hobilerine, mesleğine veya karakter özelliklerine göre şekil alıyor...


25 Ağustos 2008 Pazartesi

HAND-E

Blisskiss mağazalarında görmeye alışkın olduğumuz Hand-e markalı el yapımı, adından da anlaşılabileceği gibi Hande'nin elinin emeği gözünün nuru özel tasarım ürünleri buraya da taşımak istedim -çünkü bugün beni oldukça sevindiren bir haber aldım 8)

Öncelikle Hande'nin doğumgünüm için rengini özel olarak bulup hazırladığı bu kokulu üzüm görüntülü Hand-e küpelerimi teşhir etmek istiyorum; dedim ya tasarımcısından özel, herkese nasip olmaz 8) Takınca böyle kuş gibi oluyorsunuz sonra ;)


Güzel haberimize gelince... Kişisel blogumu takip edenler Galata Tasarım Fuarı'nda Hande'nin terliklerine ait fotoğrafları muhakkak görmüşlerdir. Camper'ın Twins serisini kıskandıracak kadar sevimli ve ilgi çekici bu tasarımlar önümüzdeki yaz sadece Hande'nin ayaklarında olmaktan çıkıp isteyen herkesin ayaklarında olacak! 8)