24 Ağustos 2008 Pazar

Velvet Goldmine


Tüm bu filmleri görünce aklıma Velvet Goldmine geldi. Yazmadan es geçmek istemedim. Geç olsa da güçlükle izlemediğim, muhteşem bir film. David Bowie ile İggy Pop arasında geçen ilişkiyi anlatır gibi yapıp aslında 70'leri müzikal ve görsel açıdan şahane sunar. Oscar Wilde'dan alıntılarla doyurulmuş, Placebo'nun da misafirperliğini ihmal etmemiştir. "Yaşansın" Glam Rock!

9 yorum:

yvainethefallen dedi ki...

Bir dönem belirli aralıklarla sürekli izlediğim, hani morfin niteliğinde aldığım bir filmdi.

"DÜN YILDIZLARIN ÜZERİNDE ORADA OLMAYAN BİR ADAM GÖRDÜM. BUGÜN YİNE ORADA DEĞİLDİ. GİTMESİNİ NASIL İSTEYEBİLİRİM?"

-O NASIL BİR ŞEYDİ?
-DAHA ÖNCE HİÇ GÖRMEDİĞİM BİR ŞEYDİ. VE SONUNDA HİÇBİR ŞEY GİBİ ORTAYA ÇIKTI.

...diye not almışım defterime. Beni etkileyecek başka sözler de beklemeyin zaten 8)

Bucu.Kluk dedi ki...

Özel bir filmdir, içerik olarak, izleme zevki açısından ama biraz da sinemadaki konumundan dolayı. Todd Haynes takıntılı bir yönetmendir, dönem sineması yaparken en ufak detayına kadar, teknik eksiklikten kaynaklanan görüntü bozulmalarına kadar, döneminin sinemasını taklit eder aynı zamanda, bunu tekrar izleyişlerde daha iyi farkedebilirsiniz. Aynı takıntıyı Far from Heaven'da 50lerin sulusepken melodramlarına yönelik tekrarladı.

Film birebir Yurttaş Kane modelini kullanıyor, şu aranılan unsur üzerine sondan geriye araştırmayı kastediyorum, Kane'de hayatının tutkusu Rosebud adlı kızağı Goldmine'da ölünün yeni bir kimlikle dirilişini buluruz...veya o şüpheyle başbaşa bırakılırız.

Filmin açılışındaki Oscar Wilde bağlantısı da çok zekice bence. Oscar Wilde'ı hem cinsel kimliği itibariyle, hem de işlerinin içeriğiyle glam rock'ın öncülü olarak göstermek ve bunu Ziggy Stardust üzerinden ortada gerçek bir uzaylı varmış gibi göstererek yapmak...Iron Maiden'a zaman yolculuğu yaptırıp Wagner'in kankisi yapmak gibi bir şey sanırım. Cümle kontrolden çıkıyordu az kalsın.

Haynes'te burda ufaktan denemesini yaptığı yaklaşımdan memnun kalmış olacak ki "I'm not there"de Bob Dylan'a altı kişilik vermeyi ve sonunda onu hiçbirinde bulamayacağımızı göstermeyi denedi, çok dağılıp toparlayamadı, ortaya orjinal ama zayıf bir film çıktı.

Jonathan Rhys Meyers önemli bir keşif, bünye verdiği David Bowie'nin uzaylı soğukluğunu başarıyla canlandırıyor.

Glam Rock'ın geri dönüşüne gelince...mümkünse kapansın o dönem ,böyle "kız gibi çocuk"larla bir gay/biseksüel ütopyası yaratmak, onu parıltılara bulamak göze hoş görünse de maskülen bünyelere iyi gelmeyebilir yahu. Zakkum'a hayır, glam rock'a hayır.

Sophie dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Bucu.Kluk dedi ki...

Karşılaştırmayı nereden yaptığımı biliyorsun...müzikal olarak hiç bir alakaları yok tabii :).

Sophie dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
yvainethefallen dedi ki...

Kişisel zevklerimizi bir kenara bırakalım lütfen. Bu takdirde Glam'i daha fazla sevebiliriz 8)

Bucu.Kluk dedi ki...

Yanlış anlaşılmayalım, düzeltme yapayım. Baştan işin mavrasındaydım zaten, Sophie'nin yaşasın yerine "Yaşansın"ı özellikle tercih etmesine göndermeyle mümkünse bünyelere duhül etmesin demeye getirdim. Filmde Christian Bale'in karakterinin kendini kaptırdığı parıltılı dünyaya özenerek yaşadığı cinsel kimlik bunalımını hatırlarsanız...

Bir üstteki post müzikle bağlantılı bir şey söylemediğimi garanti almak içindi.

Zakkum örneği son senelerde medyada başgösteren efemine leadiyle pazarlanan her türlü gruba dokunduruyordu. İşin komiği adamları şahsen tanıyorum, son klavyecileri yakın arkadaşım olur, onlar henüz Raindog'ken şu anda popülerleşince yumuşattıkları bu imajın zıvanadan çıkmış performanslarını hatırlarım Ankara'nın çeşitli mekanlarında. Ha müziklerinden hazetmiyorum, aslen zamparanın önde gideni olan bir vokalin efemine olarak pazarlanmasından hazzetmiyorum. Placebo, Darkness'ta aynı şekilde pazarlanıyor, rock paydası dışında hiç bir bağlantıları yok. Diğer onlarca örneği siz benden iyi bilirsiniz, detaylara takılmayalım.

Yoksa kimsenin müzik zevkine dil uzatmak haddim değildir, ayarı kaçırdıysak affola, üslup farklılığındandır, anfimin sıcaklarda 11'e ayarlı olmasındandır :).

Velakin Steve Vai henüz şahsi ününü edinmemişken yanlış hatırlamıyorsam Davil Lee Roth'la glam'in 80'lerde aldığı hali gösteren bir performansı vardır ki, bulduğum zaman onu paylaşmayı borç bilirim, taytlar içinde döner tekmeler, daha neler neler.

yvainethefallen dedi ki...

Ha, ben de yanlış anlaşılmayayım, ben kastettiğim kişisel zevkler de anladığın şekilde değildi. Yani biz de seni anladık ;)

Sophie dedi ki...

Sonuç olarak Velvet Goldmine'ı seviyor muyuz seviyoruz :)