24 Ağustos 2009 Pazartesi
Pathetic Attitude (you know this is obviously)
değil mi
sanki yorulmuş da çok koşup
baya üşenmiş gibi
let it go beybi
30 Ekim 2008 Perşembe
Hocam, sen virüs nasıl yayılır bilir misin?
4 Perdelik Trajikomedi
Perde 1
"Tüm Kapatmalar Hukuka Aykırı isimli" yazı Leeds Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, İnsan Hakları Merkezi üyesi Kerem Altıparmak tarafından yazılmış ve 20 Ekim'de bianet'te yayınlanmıştı. Oktar'ın bugüne kadar aynı gerekçelerle Silivri ve Gebze mahkemelerine yaptığı başvuruların sonucunda 61 sitenin erişime kapatıldığını hatırlatan Akdeniz ve Altıparmak, bu durumun mahkemelerin yorum yöntemlerini kullanmasıyla ilgili bir sorundan kaynaklandığını belirtiyordu. Buna göre, 5651 sayılı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"u es geçen mahkemeler, hakaretle ilgili diğer düzenlemeleri uyguluyor. Oysa, konuya ilişkin özel bir düzenleme getiren 5651 sayılı kanunun uygulanması gerekir. Bu kanunda da sitelerin erişime kapatılması gibi bir düzenleme bulunmuyor. Akdeniz ve Altıparmak, hali hazırda kapatılacak siteye kapatmadan önce savunma hakkı verilmediğine, birçok durumda kapatmaya gerekçe gösterilmediğine de dikkat çekiyordu.
Yazının tamamı için
Perde 2
A.O ve avukatları Bianet'e, aba altından soba gösteren bir tehdit mektubu yollarlar, ki bu mektubun tarzı yaklaşık şöyledir: "Sitedeki, müvekkillerim ile ilgili söz konusu hukuka aykırı
yayınların 24 saat içinde yayından çıkarılmasını talep ediyor, aksi halde bu yayınların kaldırılması amacıyla mahkemeye başvurmak zorunda kalacağımızı ihtaren bildiriyoruz. Benzeri durumda, Türk Mahkemeleri başta wordpress.com, richarddawkins.net, egitimsen.org.tr ve
groups.google, gazetevatan.com sitesi olmak üzere çok sayıda internet sitesine Türkiye'den erişimi yasaklamışlardır. Bu nedenle milyonlarca kişi halen bu sitelere Türkiye'den ulaşılamamaktadır."
Yazının tamamı için
içeren hiçbir şey olmadığını vurgular, bir de utanmadan "kapamıyoruz"
diye bir yazı koyar ana sayfasına.
Yazının tamamı için
Ama işte internet öyle bir şeydir ki, okunmasını istemediğiniz yazılar
bile, bir bakarsınız bloglarla, gazete yorumlarıyla, facebook'la,
email gruplarıyla, ekşi'de, sosyomat'ta, wiki'de, bigu'da,
friendfeed'de, twitter'da ve daha binlerce sosyal platformda birden
yayılıverir. Bu bilgi çağında bilgiye erişimi engellemek zor be hocam,
ne yaparsın.
Ha bir de, tdk.gov.tr katkılarıyla bilginize sunarız:
Eleştiri - is. 1. Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış
yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit.
Hakaret - is. (haka:ret) 1. Onur kırma, onura dokunma. 2. Küçültücü
söz veya davranış.
Sansüre Sansür Hareketi
http://www.sansuresansur.org
21 Ekim 2008 Salı
Semra kaynanadan İvediğe
16 Ekim 2008 Perşembe
dest-i kabus

Bir zamanların cadı kaynanası olarak ve kanımca şu andaki evlilik programlarından daha rezil olan kendine çiftleşecek bir eş bulamayanların üreme beyanını alenen gerçekleştiren programlardan birinde tanıdığımız, tabularıyla bir kesimin hayranlığını kazanıp bir kesimde üzerine kusma isteği uyandıran Semra Hanım; zekasına, Türk annesi duruşuna sahip oluşuna, alnının açıklığına, iffetine, gözü pekliğine güvenen Semra Hanım... Boşandığı kocasıyla, benim de kızım var acaba dilimi tutsam mı diye düşünmeden milletin namusuna dil uzatan o Semra Hanım... Oğlunu bir medya maymunu haline gelmeside rol oynayıp onu gencecik yaşında ve hiç kimseye yakışmayacak bir ölümle kaybeden Semra Hanım...

Sıradan bir Türk kadınının hiçliğiyle bir anda popüler olarak medyayı yıllarca oyalamasını -ki medyanın benim literatürümdeki tek anlamı da bundan ibarettir, tüm ailesiyle milyonların önünde insanda gurur bırakmayacak olaylar yaşamasını, her şeyin ötesinde gencecik evladını bulaştığı bu pis ortamın içinde kaybettikten sonra bu rollerle oynamaya devam edişi aklım almıyor, alamıyor.
Susmadım, susamadım.
3 Ekim 2008 Cuma
Breastfeeding!

Aman göğüslerim bozulmasın, aman canım yanmasın... Artık anneler bebeklerini emzirmiyor. Bir kısmı da bu korkuları taşırken bir yandan emzirmek istese de emzirEmiyor.
Emzirmeyle alakalı üçük bilgilerin yer almasının yanı sıra anne-bebek blogları için hazırlanmış bir sembolun yer aldığı bir site bu. Malum doğal olana dönüş moda. Bu şekilde bir sembol bloglarda dönüp durdukça belki birileri de geri döner ona...
24 Eylül 2008 Çarşamba
Pick Me!

Pick Me! web sayfası
Pick Me! haberlerinin ve sizin Pick Me!lerinizle çekilmiş fotoğraflarınızın yayınlandığı Pick Me! blog
Ve Galata Tasarım'da Sadi Tekin'likten saditekinnoktakom olarak tanınmaya doğru yol alan tasarımcımız Sadi Tekin'in en bir harika tasarımı -kanaatimce: saditekinnoktakom
22 Eylül 2008 Pazartesi
Groovy Dancing Girl
Geçen sene bir vakitlerde ilk olarak stumbleupon'dan, sonra olası her doğrultudan aynı videoyu defalarca izledik. Daft Punk'ın değişmez loopable fon şarkısı Harder,Faster,Better,Stronger'ı yavaşlatıp kafasına göre takılan sevimli yaratık izledikçe kusma yerine giderek artan bir yeme isteği uyandırıyordu bünyede. "Kimdir bu kız?" sorusunu takıntı haline getirenler internette bitmek bilmez aramalar yapmışlardır ve bir sonuca ulaşamamışlardır eminim. Ben yapmadım tabii ki :).
Nisan'da ortaya çıkan yeni 3 videoyla gizem çözülmüş, yeni haberimiz oluyor. Ünlü Fransız moda şirketi Etam yeni kampanyalarına fotomodellik için harıl harıl isimsiz bir yüz ararken videoyu izleyip Sophie Merry'yi denemeye karar veriyor.
Bir de stüdyo ortamında uydurmasyon Daft'vari bir şarkı icat edip yeni videolar çekmişler.
Haneke'nin Funny Games'e Naomi Watt'lı Funny Games US çekmesini hatırlatmadı değil bütün fenomen. İnternet ünlülerini hala tam olarak kabullenebilmiş değilim ama önümüzdeki yıllarda internetten ünlenmek çok değişik haller alacak gibi duruyor.
Son olarak stüdyo çekimlerinin en şıkı var
Squarepusher'a dansetmek...Idm dinlemeye başladığımda heavy metal'e benzerliginden dolayı en rahat alıştığım elektronik tarzı olmuştu. Malum Intelligent Dance Music dansetmeyi beraberinde getirse de her tarafı aksaklarla bezeli bir müzik tarzında nasıl dansedilebileceğini hayal edememiştim. Haydi caza kayan Squarepusher'la bu iş biraz olmuş, hala Venetian Snares'te sallanmanın ötesinde ne yapılabileceğini düşünemiyorum.
13 Eylül 2008 Cumartesi
Kokteyl !
Alınması gerekenler: Bir şişe votka, 3-4 portakal, 1 greyfurt(olmasa da olur), bir ufak şişe nar suyu (hatta nar sıkabiliyorsanız sahici nar da olur), bir adet limon, 1 veya 2 tane (zevke göre) limonlu soda, bi'kaç nane yaprağı ve tabikii buz.
Sürahimizin içine votkayı koyup, suyunu sıktığımız portakalı ve greyfurtu ekleyip güzelce çalkalayın, sonra nar suyunu ekleyin. Limonu ikiye kesin bir yarısının suyunu sürahiye ekleyin diğer yarısını dilimleyip sürahinin içine koyun. Gazı kaçmaması için limonlu sodayı henüz eklemiyoruz. Sonra bu güzelim sürahiyi 20 dk. kadar buzdalabında bekletin. 20 dk. sonra alın ve limonlu sodayı ekleyin. Daha sonra buzu isterseniz tam halinde isterseniz bir torba içine koyup kaşıkla kırıp sürahinin içine nane yapraklarıyla beraber koyun. Veee işte servise hazır Sophie'den mutfağınızaa her daim içilebilecek bir kış kokteyli :)
Bunun dışında ş

12 Eylül 2008 Cuma
The Elevation



Chet Zar, Hellboy ve The Ring gibi filmlerde yaratık tasarımları ve makyaj efektleri yaparak yer almış. Yağlıboya çalışmalarının çoğunlukla darkly surreal & darkly humorous (karanlık sürreal çalışmalar ve kara mizah) olduğu belirtilmiş sitede.
Mimi S. ise 1974, Berlin doğumlu bir sanatçı. Çalışmalarında kadın tabiatının karanlık yüzünü anlatan temaları işlemekten pek hoşlanmaktaymış kendisi ki madem öyle, onu da seviverdik.
50€'dan satışı gerçekleştirilen bu harikulade tasarımlara ve pek tabii ki içindeki absinth'e markanın web sayfasından ulaşabilirsiniz. Koleksiyoncusuna duyurulur.
7 Eylül 2008 Pazar
Converse Kurt Cobain Serisi


Bir daha asla Converse giymeyeceğim, derken yeni okulumun arnavut kaldırımları, bayırları ayaklarımı yeniden Converse'lerin içinde bulmama neden oldu.
Yeni sezonun Converse'leri Kurt Cobain'in imzasından, günlüklerinden, şimdiye dek görülmemiş (hani çok da matah değiller de) çizimlerinden ve Come As You Are'ın da sözlerini içeren bir modelden oluşuyor. Beni en çok eğlendirense ayakkabının tabanlığında yazan "Punk Rock means freedom" sözü oldu.



Come As you Are demişken: